Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkan Danışmanı ve Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi- Afet Zararlarını Azaltma Programı Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, son dönemdeki ucuz konut ilanlarının kendisini rahatsız ettiğini belirterek, vatandaşlardan konut alırken depreme uygunluk belgesini istemeleri tavsiyesinde bulundu.

Kızılay Genel Müdürlüğü’nün başlattığı ve bir çok kurumun desteklediği, ‘Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi- Afet Zararlarını Azaltma Programı’nın Çanakkale’de startını vermek amacıyla Valilik’te bir toplantı düzenlendi.

Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkan Danışmanı ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık ile basın mensuplarına projenin ayrıntılarıyla ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Işıkara, projenin amacının olası afet zararını azaltmak için toplum liderleri aracılığıyla toplumda hazırlıklı olmak, sosyal sorumluluk bilincini oluşturmak ve yerelde kurumlar arası işbirliğini geliştirmek olduğunu söyledi.

13 Ocak 2007 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından İstanbul’da başlatılan projenin, dördüncü yıl sonunda Türkiye’nin 35 ilinde uygulama noktasına geleceğini belirten Prof. Dr. Işıkara, bu iller arasında birinci derece deprem kuşağındaki Çanakkale’nin de bulunduğunu kaydetti.

‘Ucuz konutlardan rahatsızım’

Prof. Dr. Işıkara, ucuz konut ilanları konusunda ise çarpıcı açıklamalarda bulundu. “Şimdi söyleyeceklerim ile sektörü rahatsız edebilirim. Ama ben topluma doğru bildiğini söyleyen bir insanım. Bunları topluma hizmet açısından söylüyorum” diyen Prof. Dr. Işıkara şöyle devam etti:

“İnşaat sektörü, gazetelere bazen iki bazen de tam, ya da yarım sayfa ilanlar veriyor. Açın bakın birinde deprem güvenliği ibaresi var mı? Bu beni çok rahatsız ediyor. Rakam konuşmak istemiyorum. Niye bu kadar ucuza mal ediyorlar? Bunu hepimizin düşünmesi lazım. Buradan benim topluma mesajım şu. Oradan ev alacaklarsa alsınlar. Ama bir belge istesinler. Bunlar ‘deprem güvenli mi?’ diye. Bu önemli. Çünkü, rahmetli Turgut Özal’nın çok önemli bir projesiydi Toplu Konut Projesi. Fakat biz o projeyi kendimize uydurduk ve ucuz konut projesi haline getirdik. Yalova ve Gölcük’te bir sürü site oluştu. Sonra 17 Ağustos’ta ne oldu? Hepsi birden aşağıya indi. Yalnız orada 9 bin kişiyi kaybettik. Binaların ucuz oluşu bende kuşku yaratıyor ve rahatsız ediyor. Bu ucuzluk beni 1984- 1999 sürecine götürüyor. Unutmayalım o günleri. Toplu konutu ucuz konuta çevirdik ve ondan sonra bunun bedelini 17 Ağustos’ta çok ağır ödedik. Ders almamız lazım diye düşünüyorum.”

İstanbul’da sıkıntı bireylere ait binalarda

Depreme karşı yeterli önlemlerin alınıp alınmadığı yönündeki bir soruyu da yanıtlayan Prof. Dr. Işıkara, İstanbul’dan örnek verdi. Prof. Dr. Işıkara şöyle konuştu:

“İstanbul’da resmi binalar güçlendirildi. Sıkıntı bireylere, senin benim oturduğum binalarda. O kadar kötü yapılaşma, çarpık kentleşme var ki, sıkıntı bu noktada. Bunu nasıl düze çevirebiliriz. İstanbul’da dört dörtlük yapılan siteler de var. Bu sitelere kayan bir nüfus var. Dolayısıyla olası bir depremde can kaybı bu güvenli sitelerde yaşam olması nedeniyle aza inebilir. Ancak kent dönüşüm projelerini de desteklememiz gerekiyor.”

Marmara’da deprem tehlikesi var

Marmara Denizi’nde deprem tehlikesi bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Işıkara sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nasıl 17 Ağustos bütün Marmara’yı etkilemişse, adaların güney batısında beklediğimiz deprem de tüm Marmara’yı etkileyecek. Bundan Çanakkale de etkilenecek. Marmara’da yalnız güney batısında değil, bir de Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun güney kolu da yaklaşık 300 yıldır sessiz ve burada da bir risk söz konusu. Dolayısıyla Marmara’da potansiyel bir tehlike var. Bu bakımdan Çanakkale bizim için çok önemli. Çok büyük tarihi değeri var. O nedenle birinci derece deprem kuşağındaki Çanakkale’yi afet zararlarının azaltılması için programa aldık.”

Akyazı kararına olumlu bakış

17 Ağustos’taki büyük depremin ardından Sakarya’nın Akyazı İlçesi’nde fay hattının iki tarafına getirilen 75’er metrelik imar yasağının, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca 10’ar metreden, 20 metreye düşürülmesi konusuna da değinen Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışmanı Prof. Dr. Işıkara, inşaat mühendisinin her türlü yere deprem güvenli bina yapabileceğini belirtti. Prof. Dr. Işıkara, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na bu konuyu sorduğunu belirterek şunları söyledi:

“O heyecanlı dönemde belediye bir bilimsel dayanağa oturtmadan böyle bir karar vermiş. Daha sonra ortaya bir ihtiyaç çıkmış. Bu çerçevede jeolojik ve jeofizik etütlere bakılmış ve ‘Bu mesafe 20 metreye kadar olabilir’ denilmiş. Dolayısıyla böyle bir karar olabilir. Ama Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bir ek yazı çıkaracak. Eğer yapılaşmaya açacaklarsa, kesinlikle ve kesinlikle deprem yapı şartnamesinin koşullarına uygun olarak yapılacak ibaresi konacak. Ondan sonra vebal o tarafa döner.”

Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık da, Türkiye’nin 1999 depreminden bir çok ders çıkardığını belirterek, “Devletimiz bu olay sonrası yeni bir yapılanmaya gitti. Afet Acil Durum Yönetimi adıyla değişik birimler tek çatı altında toplandı. Ancak, önemli olan depremden önce tedbirleri almak. Bu konuda farkındalık oluşturabilmek. Proje bu açıdan çok önemli” dedi.

www.emlakbulten.com